19 Aralık 2011 Pazartesi

Hamileliğe ait komik anektodlar :/

Sağlık Memuru Sinan Aslan'ın anısı:
''Acil servise başvuran gebe bir hastanın anomnezi (bilgileri) alınırken 'suyunuz geldi mi acaba'' diye sordum. Kendisi ise 'kör olası muhtar, üç gündür suyumuzu kesti' şeklinde cevap verdi.

Hemşire Cennet Mutlu'nun anısı:
''Dermatoloji servisinde bir nöbetimde, yumurta alerjisi olan bir hasta sabah kahvaltıda gelen yumurtayı yemiş ve alerjisi gelişmişti. Hastaya, 'yumurtaya alerjiniz olduğunu biliyorsunuz neden yediniz' diye sorduğumda, hasta bana kızıp bağırarak hemşire gözlem kağıdını gösterdi ve 'suç sizin, buraya yazmamıştınız ben de yedim' dedi. Bu olaydan sonra hemşire gözlem formlarındaki alerji bölümünü daha dikkatli doldurmaya çalışıyordum.''


Hemşire Nurhan Ulusoy'un anısı:
''Yıl 1997, Ege Tıp Fakültesi Kalp-Damar Cerrahisi Yoğun bakım servisinde gece nöbetindeyim. Kalp ameliyatı olmuş entübe bir hastayı takip ederken, saat gece 02:00 civarında yoğun bakımda genel müzik yayını yapıldığı için radyo programında, bir anda sunucunun 'bir tokat atın ve kendinize gelin' dediğini duyduğum an, hastanın kendi suratına indirdiği tokadı görünce şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırdım. Sunucunun aynı sözü tekrar etmesiyle hasta elini yukarı kaldırdığı an, 'ne yapıyorsun, o sadece bir radyo programı' dedim ve hastanın elini tuttum. Yapılan yayın yarı uyanık hastamı çok etkilemişti.''

Hemşire Selma Karakaplan'ın anısı:
''Hasta yakını yoğun bakımdaki bir hastasını görmek isteyince hemşire arkadaş, 'galoş giy gel' dedi. Bir süre sonra, birde ne görelim... Hasta yakını galoşları ellerine ve kafasına geçirmiş hastasının yanında duruyordu.''

Hemşire Şenay Karaaslan'ın anısı:
''1991 yılında ilk görev yerim Erzurum Araştırma Hastanesi'nin acil servisine başvuran kadın hastaların büyük çoğunluğu şikayetlerinin nedenleri sorulduğunda 'ben bilmem beyim bilir'' diye cevap verirdi. Acile başvuran kadın doğum hastalarına da rutin olarak son adet tarihi sorulduğunda da yine aynı cevap alınırdı. İşin ilginç olanı, gerçekten de beyleri son adet tarihlerini tam olarak bilirlerdi.''

Hemşire Naciye Sarıbaş Yurtçu'nun anısı:
''Diyarbakır'da çalıştığım dönemde, hasta yakınları tanıdığı çalışanlardan beyaz önlük alarak hastane çalışanı gibi binaya girerlerdi. Ancak bir gün koridorda kasketli, bıyıklı ve şalvarlı bir adamın beyaz önlük giyerek içeri girmeye çalışmasını unutamam.''

Hemşire Niymet Hazar'ın anısı:
''Kemer Devlet Hastanesi Acil Servisine başvuran hastaya, önce girişe gidip orada hasta kaydını yapması gerektiğini belirttik. Hasta uzun zaman geçtikten sonra gelip, 'Kiriş'e gidip geldim, şimdi hasta kaydını nasıl yapacağım' dedi. O sıra herkes birbirine bakıp, 'bu hastayı Kiriş'e kim gönderdi' derken, yanlış anlaşılma olduğu, hastanın giriş yerine Kemer'in beldesi Kiriş'e gittiği anlaşıldı.''
Hemşire Neriman Küçük'ün anısı:
''1998 yılında yenidoğan servisinde çalışırken, sarılık tanısı ile bir bebek yatırıldı. Bebeği servise kabul ettiğimiz sıra, kaynana gelinin sürekli kafasına vurarak söyleniyordu: 'ben sana demedim mi? Bebeği sarı su ile yıka dedim. Beni dinlemedin bak ne hale geldi. Gelin, hem dayak yiyor hem de ağlayarak, 'Anne, ne dediysen yaptım. Sarı tülbent ört dedin, örttüm. Sarı ip bağla dedin, bebeği sarı ipe doladım. Ben ne bileyim sarı su nasıl oluyor?' Ben de kaynanaya, bu söylediklerinin hiç birisi bebeği iyileştirmez, boşuna gelinine kızma. Bebeğin kanının değişmesi lazım. Daha erken hastaneye gelmeniz gerekiyordu' dedim, ama kaynananın öfkesini dindirmek mümkün olmadı.''

2 yorum:

  1. bayıldımmmmmmmm , nereden buldunbuz bunlarıııııı


    sevgıler

    http://kelebegingozunden.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. hemşire anıları adlı kitaptan cnm :) benimde çok hoşuma gitti :/ paylaştım
    hemşire Şenay Karaaslan,Özlem İnan ın birlikte yazdıkları kitap

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...